Derya Yazdı İran'da Kadın Olmak
Derya Yazdı İran'da Kadın Olmak

Derya Yolda, nam-ı diğer Gezgin Derya, İran seyahati esnasında “İran’da Kadın Olmak” üzerine bir röportaj gerçekleştirdi. Sizler için sitemizde yayınlıyoruz.

Yazar: Derya Yolda

Tebriz seyahatim 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nü de kapsadığı için İran hakkındaki ilk yazım da, doğal olarak İran’da yaşayan kadınlarla ilgili oldu. Oldu olmasına ama; biraz da ironik oldu. İranlı bir erkeğin gözünden İran’da kadın olmak üzerine konuştuk.

Sevgili Morteza, bugün 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar günü. İran’da kadın olmak üzerine neler söylemek istersin?

İran’da kadınlar günü kutlanmıyor. Peygamber Efendimizin kızı Hz. Zehra’nın doğum gününün kadınlar günü olarak kutlanması, Hz. Zehra ile Hz. Ali’nin evlilik günlerinin de sevgililer günü (Valentine’s Day) olarak kutlanmasını istiyorlar.  (Bunu isteyenler İranlıların tabiriyle mollalar elbette.)

İran’da kadın hakları, devrimden nasıl etkilendi? İranlı kadınların yaşamları, yaşadıkları zorluklar neler? İran’da kadının yeri üzerine neler söylemek istersin?

Çok güzel bir soru ama cevaplamak da bir o kadar zor. Tarihimize baktığımızda kadınlar son derece saygı görmüşler. Tarih boyunca yönetici olmuşlar, kraliçe seçilmişler, vezir seçilmişler, başkan seçilmişler ama mollalar, aynı Araplar gibi -özür dilerim böyle söylediğim için ama- kadını sadece bir meta olarak görüyorlar ve kullanmak istiyorlar. O yüzden de başlık parası maalesef alış-veriş yapmaya benziyor. “Ben kaç paraya senin kızını alabilirim?” benzeri sorular soruluyor. Başlık parası burada çözülmüş değil ve şeriat bu geleneği destekliyor. Bizim kuralların çoğu da şeriatı kaynak alıyor. Bu nedenle, evlenirken başlık parası ile ilgili bir sözleşme yapılıyor ve aileler anlaşıyor. Boşanma söz konusu olduğunda bu sözleşmede yer alan miktarın –para veya altın olarak- kadına ödenmesi gerekiyor. Kadın bir meta gibi görülüyor, alış-veriş konusu oluyor.  Tanrıya şükür durum daha iyiye gitse de daha epey yol var kat edilecek.

İran’da devrim sonrası kadının seçme hakkı elinden alındı mı?

Hayır. Bunlar bir paradoksta yaşıyor (mollalar). Bir taraftan İslam şeriatını yönetmek istiyorlar, bir taraftan da dünya medyasında kadınlara saygısızlık yapılmadığı algısını yaratmak istiyorlar. Aslında kadınlar saygı görmüyor. Örneğin kadınlar hicap veya türban kullanmak zorundadırlar. Bence bu zorunluluk, büyük bir saygısızlık.

Kız çocuklarını okula gönderme ya da göndermeme konusunda herhangi bir zorlama var mı?

Asla yok, ama ekonomik duruma bağlı biraz da. Mesela köylerde kızlar tarlalarda çalışır, halı dokur. Aileler okula göndermeyi tercih etmezler. Aile geçimine katkı sağlamaları beklenir. Bazı köylerde sadece ilkokullar var. Hatta bazı köylerde okul bile yok.

Mesela bizim ülkemizde kırsal kesimde erkek çocuğunun okutmaya daha fazla önem veriliyor ve kız çocukları çoğunlukla okula gönderilmiyor. Sizde de böyle bir durum var mı?

Evet, bizim ülkemizde de durum böyle.

Bizim ülkemizde genelde kadınlar daha çok çalışır. Kadınlar kırsalda tarlada çalışırken erkekler kahvede oturur. Sizde durum nasıl?

Ben bu durumu Gürcistan’da ve Kafkasya Bölgesinde açıkça gördüm. Erkekler kahvede oturup çay, kahve, sigara içip tavla oynuyorlar.  Öte yandan çöpçüler kadın, sokaklarda çalışanlar kadın. İran’da kadınlar hakkında büyük bir problem var. Bir kadın evlenene kadar atasının velayetinde, evlendikten sonra eşinin velayetinde. Mesela bir kadın yurt dışında iyi bir üniversite eğitimi almak isterse babasının izni lazım pasaport almak için. Babası izin vermezse pasaport alamaz. Evlendikten sonra da eşinin izni gerekir pasaporta sahip olabilmek için.

Peki, bu izin yazılı bir izin mi, sözlü bir izin mi?

Bu yazılı bir kural. Evlilikte de durum böyle, babasının izni olması gerekiyor. (Okuduğum kaynaklarda kadın 18 yaşını doldurduğu halde bir kere babadan izne dair imza alırsa pasaport alabiliyor ve yurt dışına çıkabiliyor ama 18 yaşından önce her çıkışta babadan izin kağıdı alması gerekiyor. Baba yoksa büyük baba ve amcadan izin alınıyor. Annenin bu izni verme yetkisi yok. Çocukların lise diploması bile babaya veriliyor, annenin bunları alması yasal değil).

Biz de çocuk gelinlerin sayısı çok fazla ve pedofili ülkemizin kanayan yarası. Kızlar çok küçük yaşlarda kendilerinden çok büyük erkeklerle evlendiriliyor. Siz de durum nasıl?

Maalesef burada da var. Ben buna çok karşıyım.

Peki, kadına şiddet ve kadın cinayetleri?

Bizde de var. Sizin ülkenizle bizim ülkemizin kültürü çok yakın ama sizin medyanız daha iyi çalışıyor.

Peki, miras konusuna gelelim. Miras konusunda durum nasıl?

Birkaç yıl öncesine kadar erkekler mirasta iki kat fazla hak sahibiydi. Tanrı’ya şükür çözüldü şimdi bu durum. Şimdi eşit. Üç-dört yıl kadar oluyor değişeli. (Yine okuduğum kaynaklardan edindiğim bilgilere göre İran’da bir erkek öldüğünde eğer çocukları varsa karısına mirasın sekizde biri kalırken karısından başka yakını yoksa sahip olduğu mirasın ancak dörtte biri kalıyor, gerisi de devlete aktarılıyor. Ayrıca kadına devredilen miras, emlak varlıklarını kapsamıyor. Din âlimi Ayetullah Sanei, bu konuda bir fetva yayımlayarak, bu gibi durumlarda erkeğin başka mirasçısı yoksa mirasının karısına ait olması gerektiğini bildirmiş. Yine İran parlamentosunun yakın zamanda kabul ettiği bir yasa ise, kadınların kocalarından kalan toprak ve emlak varlıklarını miras olarak almalarına olanak tanıyor).

Evlenmeden önce babası, evlendikten sonra eşinin iznine bağlı olan kadının günlük hayattaki durumu nasıl? Bir kadın babasının ya da eşinin izni olmadan seyahat edebilir mi?

Bu durum ailenin düşüncesine ve kültürüne bağlı. Bazı eğitimli ailelerde asla problem değildir. Hatta bir kız yurt dışına bile gidebilir. Ama öyle aileler var ki, komşuyla bile görüşmesine izin vermiyorlar. (Hemen İran’dan dönerken şahit olduğum bir durumu da paylaşayım. İran’dan Van’a  aynı minibüste seyahat ettiğimiz genç İranlı hanımefendi İran gümrüğünü geçemedi. Sebebi ise eşiyle ayrılmış ama eşi seyahat etmesi için izin vermediği için İran gümrüğünden geçememişti).

İran’da kadınların çalışma hayatındaki yeri nedir?

Bu da bölge, aile ve çevreye göre değişiyor. Çok zengin iş sahibi kadınlar var. Yanlarında 100-200 kişi, erkek çalıştırıyorlar. Şirket sahibi kadınlar var.  İyi eğitimli doktor olmuş, cerrah olmuş kadınlar var ve iyi para kazanıyorlar. Sadece aileye ekonomik katkı sağlamak için tarlada çalışan, halı dokuyan kadınlar da var.

Gelelim kadınların araba kullanmasına. Bu çok merak edilen ve Suudi Arabistan’la karıştırılan bir durum. Kadınların araba kullanmasına yasak getirildiği bir dönem oldu mu?

Böyle bir durumu ben bilmiyorum. Kadınlar araba kullanabilirler. Sadece motosiklet kullanmaları yasaktır. Nedenini ben de bilmiyorum.

İran’da kadınlar spor dünyasında varlıklarını gösterebiliyorlar mı?

Kadınlar futbol maçına gidemezler. Bunlar yazılı kanunlar değil. Kadınlar sporda çok iyiler. Uluslararası düzeyde çok başarılı ve iyi sporcularımız da var. İran bir paradoks yaşıyor aslında. Bir taraftan şeriat kadınlara destek olmaya engel olurken bir taraftan da dünyaya karşı açıklayamadıkları bir durum bu.  O yüzden uluslararası düzeyde ülkeyi temsil edecek sporcu kadın yetiştirilmesine de önem veriyorlar. Mesela futbolda Asya’da en iyiler. Voleybol fena değil. Yüzme, jimnastikte yoklar, karate ve judoda çok iyiler.

Sanata yaklaşım nasıl, mesela bale var mı?

Mollalardan önce iyi bir balemiz vardı ama şimdi maalesef yok.

Opera?

Opera da yok. Kadınlara yok. Erkeklere ise nadiren var. Din ve şeriat sanata düşman bence. Neden? Çünkü sanat insanın fikrini açar, duygu verir. Bu nedenle de karşı çıkılıyor.

                                                                                                  Derya ERKUT

BİR CEVAP BIRAK

Please enter your comment!
Please enter your name here