Polonya’da Gezilecek 10 Yer

Malbork orta çağdan kalma bir yerdir. 13. yüzyıldan kalma Alman şatosu ile ünlüdür. Avrupa’nın en büyük Gotik kalesi ile ünlüdür. Her ne kadar II. Dünya Savaşı sırasında çoğunluğu yıkılan kaleyi inşa etmek tam olarak 230 yıl almıştır.

Lublin, geçmişi altıncı yüzyıla dayanan antik bir kenttir. Polonya’nın doğu sınırında bulunduğu için yüzyıllar boyunca şehri istila eden çeşitli istilacılara karşı bir dizi savunma hattı gibi dizayn edilmiştr. Ayrıca, Polonya’daki en büyük Yahudi cemaatlere ev sahipliği yapmaktadır.

Bialowieza Ormanı, bir zamanlar Avrupa’nın büyük bölümünü kaplayan ilkel ormanların en büyük kalıntısıdır. Orman, Polonya ile Beyaz Rusya Cumhuriyeti arasındaki sınırıda aşıyor ve turistler için yürüyerek veya bisikletle sınır geçme gibi bir özellik barındırıyor. Bialowieza Ormanında: Kurtlar, Lynx, Kızıl Geyik, Yaban Domuzu, Elk ve Roe geyiği gibi hayvanlar yaşamaktadır. Ormanda yürüyüşler rehberli turlar, yürüyerek veya at arabaları ile yapılmaktadır.

Vistula Nehri üzerinde bulunan Torun, Kopernik’in doğduğu yer olarak bilinir. Eski pazar yeri ve Gotik belediye binası olarak da bilinen National Geographic Polska’nın en güzel 30 yeri listesine dahildir.İkinci Dünya Savaşı sırasında şehir bombalanmadığı için orta çağdan kalma binaları zarar görmemiştir.

Doğal güzelliği arayan gezginler, güneybatı Polonya’da bulunan Tatra Ulusal Parkı’na mutlaka gitmelidirler. 1954 yılında kurulan park, esas olarak ormanlar, çayırlar ve Tatra Dağları’nı kapsayan çok sayıda kaya oluşumudur. Park, 30 metrelik dağ gölünün yanı sıra 70 metre yüksekliğindeki Wielka Siklawa şelalesini de kapsamaktadır. Polonya’nın en çok ziyaret edilen milli parkı olan Tatra, 270 km’lik parkuruyla yürüyüşçileri tatmin etmektedir.

Polonyanın öğrenci merkezi, akademik merkezi diyebiliriz. Şehir, her yaz düzenlenen Malta Uluslararası Tiyatro Festivali gibi birçok uluslararası etkinliğe ev sahipliği yapmaktadır. Sporcular burada, kayak pistine, buz pateni pistiğine ve yüzme havuzlarına gidebilirler. Her yıl çok sayıda festivalde düzenlenmektedir.

Oder Nehri’nde bulunan Wroclaw, batı Polonya’nın en büyük şehridir. Yüzyıllar boyunca Prusya, Polonya, Almanya ve Bohemya tarafından yönetildi, ancak 1945’ten beri Polonya’nın bir kenti haline gelmiştir. Ana cazibe merkezleri: pazar meydanı ve etkileyici Old Town Hall, St, Elizabeth Kilisesi ve Polonya’daki en büyük hayvanat bahçesi bulunmaktadır. Oder Nehri üzerinde yelken açarak kenti hayli seveceğinize eminiz.

Danzig olarak da bilinen Gdansk, Baltık Denizi’nden beri kuzey Polonya’nın en büyük şehri ve ana limanıdır. 10. yüzyılda kurulan bölge; Farklı zamanlarda Almanya ve Polonya’ya aitti ve II. Dünya Savaşı’ndan sonra daimi olarak Polonya’nın bir parçası olmuştur. Savaş sonrasında şehir, Polonyalı kralların bu tarihi kenti ziyaret ederken yolculuk ettiği Kraliyet Yolu ile ünlü Old Town’u restore ederek yeniden inşaa etmişlerdir. Kent ayrıca, dünyanın en büyük tuğla kilisesi olan Aziz Mary kilisesine ev sahipliği yapmaktadır.

Polonya’nın başkentidir. Turistlerin hayli yoğun olarak bulunduğu şehirdir. 12. yüzyılda kurulan Varşova, II. Dünya Savaşı sırasında oldukça fazla tahribata uğramış, ancak restore edilmiş bir Eski Kent ile tamamlanmış ve tarihi kültürel bir merkez haline getirilmiştir. “Kuzey’in Paris’i” olarak bilinen şehir, klasik besteci Fryderyk Chopin’in evi olarak da bilinir.

Polonya’da turistlerin en fazla gittikleri şehirdir. Krakow, yedinci yüzyılda bir köy iken şimdilerde orta çağ görünümlü harika bir şehir olmuştur. Kültürel, sanatsal, akademik ve ekonomik faaliyetleri ile tanınan bu güzel şehir: İkinci Dünya Savaşı sırasında Naziler Yahudileri Krakow gettosuna topladılar ve burada toplama kamplarına gönderdiler. Ülkedeki en iyi Eski Şehir olarak düşünülen Old Town bölgesini mutlaka gezmelisiniz.