Mahmut Gediz - Afrika
Mahmut Gediz - Afrika

Bir çok sosyal medya sitesinde Uçan Adam – Mahmut Gediz ismiyle çok güzel fotoğraf hikayeleri paylaşan Mahmut Gediz, siz değerli okurlarımız için kendini tanıttı. Teşekkür ediyoruz.

Merhaba ben Mahmut Gediz 88 Manisa doğumluyum.  Marmara Üniversitesi Halkla ilişkiler ve reklamcılık mezunuyum. 10 yıldan fazla süredir reklam sektöründe çalışıyorum.  Fotoğraf ve video içerikler üretiyorum. Dijital pazarlama alanında projeler yönetiyorum. Dijital medya ve prodüksiyon alanında hizmet veren bir ajansımız var. Evliyim 2 çocuğum var.

Uçan Adam - Mahmut Gediz
Uçan Adam – Mahmut Gediz

Yoğun bir iş hayatım var. Fakat seyahatler bu yoğun iş hayatımın bir parçası.

Genellikle 3. Dünya ülkelerinde, Orta Doğu, Orta Asya ve Afrika’da faaliyet gösteren şirketler, STK’lar ve derneklerden davetler geliyor. Tanıtım-reklam faaliyetleri için kısa film, fotoğraf, tanıtım filmi gibi projeleri çekmek üzere o ülkelere gidiyorum. Seyahatlerim turistik amaçlı değil proje odaklı oluyor. Bu sebeple ücra köy ve kabileleri ilginç lokasyonları geziyorum.

Mahmut Gediz - Afrika
Mahmut Gediz – Afrika

Şu ana kadar 3 kıtada 20 kadar ülke ve 100’den fazla şehir kasaba ve köy gezdim.

Seyahat süreleri değişken mesela Etiyopya’da bir aydan fazla kaldım 5 büyük şehrini gezdim. Honkong’da 5 gün kaldım Moğolistan’da 1 aydan fazla vakit geçirdim. Bu süreler oradan çıkaracağım malzemeye veya proje süresine göre değişiyor.

Uçan Adam
Uçan Adam

Bir Hikaye – Biz ne için Oruç tutuyorduk?

Pakistan’ın Thar Parker çöllerinde gıda yardımı ve su kuyusu projelerini çekiyorduk. Çöl içerisinde bazen saatlerce yol gidiyor ve çok gariban köylerden geçiyorduk. Perişan halde çocuklar, susuzluktan ölmüş develer ki develer susuzluğa en dayanıklı hayvanlardır… Saatlerce yol gittik ve daha önceden belirlediğimiz bir köye vardık. Hava sıcaklığı yaklaşık 50 derece, fotoğraf ekipmanlarımız sıcaktan hata veriyor, her yer çöl kumu…

Pakistan Thar Parker çölü
Pakistan Thar Parker çölü

Yani buğday bitmez ot yetişmez topraklar. Gerekli hazırlıklar bitince çoluk çocuk sıraya dizildiler. Etli pilav yapmıştık bol bol. Kazan kazan yemek dağıtılıyordu herkese. Ben de o esnada çekim yapıyordum. Yanımızda Türkçe bilen Pakistanlı arkadaşa sordum. – Şimdi bu çocuklar bu yemeği yiyecekler peki ya sonra ne olacak. Yani biz gittikten sonra ne yiyecekler ne zaman yiyecekler. Burası çöl burada nasıl yiyecek buluyor ki bu insanlar? Cevap kısa ve ilginçti;

-Bulurlarsa yiyecekler bulmazlarsa bekleyecekler dedi.

Dağıtım esnasında bir hengame çıkınca soruyu sorduğum arkadaşı çağırdılar o da gitti. Neyi bulacaklar nereden bulacaklar bu çölün ortasında. Ve kimi bekleyeceklerdi. Sorularım havada kaldı. Sebebi her neyse dünyanın pek çok bölgesinde çok ciddi açlık çeken insanlar ve çocuklar vardı. Bir sonraki yemeği ne zaman yiyeceklerini bilmeden yaşıyorlar-bekliyorlardı.

Ramazan ayı boyunca 30 günlüğüne oruç tutuyoruz. Sadece 30 gün. Ve akşam tıka basa iftar yapacağımızı, o debdebeli sofralarda davul gibi şişeceğimizi çok iyi biliyoruz. Gün içerisinde açlığa susuzluğa dair çektiğimiz bütün o sıkıntının akşam muhteşem bir sofrayla son bulacağını biliyoruz. Böyle olunca gerçekten açların halinden anlayacağımızı sanıyoruz. Açlığın ne olduğunu bildiğimizi sanıyoruz. Şimdi bir daha düşünün! Benim gördüğüm açlar bir sonraki yiyeceği kaç gün sonra göreceklerini bilmiyorlardı. Benim gördüğüm açları akşam ezanında muazzam sofralar beklemiyordu. Sahi biz ne için oruç tutuyorduk?

İnstagram Youtube  Facebook   Twitter

BİR CEVAP BIRAK

Please enter your comment!
Please enter your name here