Cengiz Selçuk Seyahat
Cengiz Selçuk Seyahat

Bugün sizlere Gezgin çiftimiz Cengiz Selçuk ve eşi hakkında bahsetmek istiyoruz. Gezmeyi tozmayı seven ve aynı zamanda yaşam için gerekli olan işlerini de aksatmayan seyahat sever bir çiftimiz.

1.Öncelikle Merhaba. Instagram sayfanızda deneyimlerinizi paylaşıyorsunuz. Bize biraz kendinizden bahseder misiniz?

Merhaba, Ben Cengiz Selçuk. Özel bir şirketin Bütçe departmanında çalışıyorum. Eşim Hayriye ile 2014 Ağustos ayında evlendikten sonra seyahat etmeye başladık.Şimdiye kadar neden bu aktiviteyi gerçekleştiremediğimden pişmanlık duydum. 2020’ye kadar 17 ülkeyi geride bıraktık. Seyahatlerimizi eşimle, yakınlarımızla ve arkadaşlarımızla gerçekleştiriyoruz.

Cengiz Selçuk
Cengiz Selçuk

2.Bir gezgin olarak Seyahat sizin için ne ifade ediyor? Neden seyahat edip paylaşıyorsunuz? Evde oturmak güzel değil mi?

Seyahat etmek bence bir ihtiyaç. Yemek yemek gibi. Birine bir ceza vermek istiyorsanız eve odaya hapsedebilir siniz. İnsanların kendilerinde belki de fark edemediği bir ihtiyaç. Fark edince sürekli keşfetmek istiyorsunuz.

Paylaşma isteği aslında kişisel bloğumda anılarımı ilk önce kendim için oluşturmam ile başladı. Hem anılarımı yazıyor hemde unutmuyordum. Bir fotoğraf albümünü çevirirken insanın yaşadıklarını görmesi hatırlaması güzel bir şey. Tabi bunları yazdıktan sonra kendim gibi birçok kişinin bu notlardan faydalandığını gördüm. Bundan sonra kendi ilgimi çeken ne varsa ilgi duyanlar için paylaşıyorum.

Uzun süren seyahatlerden sonra memlekete döndüğümüzde toprağımızı öpme isteği olmuyor değil. Tabi ki herkes gibi evimizi seviyoruz. Ancak boş vakitlerde dışarıda olmayı tercih ederiz.

Cengiz Selçuk ve Eşi
Cengiz Selçuk ve Eşi

3.Seyahatlerinizi Instagram sayfanızda tanıtıyorsunuz. Sizi takip etmek güzel. Yola çıkmadan önce nasıl bir planlama dahilinde yola çıkıyorsunuz? Yoksa gittiğiniz yere göre akışına bırakmayı sevenlerden misiniz?

Seyahatlerimizi genellikle uçak biletlerinin fiyatları belirliyor. İşin komik tarafı bu maalesef. Mesela 2 sene evvel gidiş-dönüş Lizbon’a 400 TL’ye bilet almıştık. Ne bu tarihten önce veya sonra bu fiyatlara rastlamamıştık.

Yola çıkmadan evvel gideceğimiz yer ile ilgili bütün bilgileri toplayıp rota oluşturmaya çalışıyoruz. Tabi burada en önemli bilgiyi seyahat bloggerlarından alıyoruz. Her gün nereye gidip nereyi göreceğimiz belli oluyor. Akışına bırakmak gibi bir zaman kaybı yaratacak lüksümüz olmuyor. Ama bunun yanında caddede veya köşe başında kahve-tatlı atıştırmaları gibi aktiviteleri planlamaktansa akışına bırakmak güzel.

Cengiz Selçuk Gezgin
Cengiz Selçuk Gezgin

4.Seyahat ekonominizi nasıl karşılıyorsunuz? Her yerde kalırım diyenlerden misiniz yoksa mutlaka yatak olmalı diyenlerden mi?

Genelde günlük bir limit belirliyoruz.(Mesela günlük 50-100 euro gibi. Tabi bu şehre göre değişir)

Uçak masrafları için kampanya kovalarken Otel masrafları için genellikle demeyelim tamamen bankaların kredi kartı puanlarını kullanıyoruz. Aslında uçak biletleri için de aynı deneyimi kullanıyoruz. Zaten gider olarak 2 kaleminiz olur büyük. Bunları hallederseniz hafta sonu yaşadığınız şehirde dolaşır iken de benzer harcamalar yapıyorsunuz.

Her yerde kalmayız. Yani sırtta çanta ile gezgin değiliz. Kalacağımız otelin konumuna dikkat ederiz. Merkezde olması çok önemli. Yürüyerek şehri keşfetmek çok büyük bir ayrıcalık.

5.Seyahatleriniz sırasında önceliğiniz var mıdır? Örneğin iki ülke arasında kararsız kalırsanız seçim gücünüzü ne belirliyorsunuz?

Tabi bu hayal etmek ile ilgili. Mesela Beyrut merak ettiğimiz bir lokasyondu ve gittik. Kozmopolit şehirleri seviyoruz. Beyrut, Saraybosna ve Kudüs gibi. Kudüs’e de gitmek istiyoruz fakat gerginlik bir türlü azalmıyor bu bölgede.

Genelde daha çok yer görmek kararsız kalma isteğini yok ediyor. Mümkün oldukça fırsatlar buldukça hepsine gitmek istiyoruz. (ah o Schengen olmasa)

6.Özellikle sevdiğiniz/sevmediğiniz bir ülke ya da şehir var mı?

Sevmediğimiz bir ülke yok, en çok sevdiklerimiz arasında Macaristan ve Portekiz’i gösterebiliriz. Onun dışında pahalı şehir ve ülkeleri sevmiyoruz. Amsterdam, Paris, Münih gibi şehirler güzel oldukları için pahalılar. Turistik oldukları için popülerler. Keşfedilmemiş yerler daha cazip muhakkak.

7.Seyahatleriniz sırasında enerjinizi düşüren olaylar oluyor mu?

Tabi ki. Şarjı biten telefon, Arayıp da yerinde bulamadığımız bir restoran, anlaşma olanağının sıfır olduğu bir kişi. Sonuçta yabancı bir ülkedesiniz her zaman olağan dışı bir şey gelmesi başınıza kötü bir anı olsa da anlatacağınız bir çok şey oluyor. Askerlik gibi.

8.Seyahatlerinizi takipçilerinizle paylaştıktan sonra sosyal medyada olumlu/olumsuz eleştiriler alıyor musunuz? Olumlu eleştiriler sizi teşvik ediyor mu? Ya da tersi olarak olumsuz eleştiri aldığınızda nasıl bir karşılık veriyorsunuz?

Genellikle olumsuz bir eleştiri almıyoruz. Muhakkak ki geri dönüş sayısı mutlu ediyor. Sadece sosyal medya değil kendi bloğumda da aldığım yorumlar beni tekrar yazmak için teşvik ediyor.

9.Pasaport ve vize ücretlerinin seyahat etmenin önünde engel teşkil ettiğini düşünüyor musunuz?

Bunun engel teşkil etmediğini düşünenler için “terlik” geliyor.

10.Seyahatlerinin nihai hedefi nedir? Şu kadar ülkeyi mutlaka gezmeliyim gibi bir hedefin var mı?

İnsanın yapmaktan sıkılmadığı ve pişman olmadığı bir şey varsa o da seyahat etmek. Bazen yeter artık neden geziyorsunuz şikayetlerini alıyoruz. Bizde neden siz gezmiyorsunuz diyoruz.

11.Sence seyahat nasıl olmalı? Bir arkadaşla mı, eşle mi, ya da solo mu? Sizin özel bir tercihiniz var mı?

Özel bir tercihim var evet. Eşim olmalı. Bunun yanında sohbet edebileceğiniz, arkadaşlarınız, yakınlarınız her zaman tercih nedeni. Bir de çok kalabalık olmamakta fayda var. 6 kişiden fazla bir kadro tercihler konusunda sıkıntı yaratabilir.

Onun dışında turlar ile seyahatte avantaj sağlayabiliyor. Nerede kalacaksanız ?

Nereye gidecekseniz dertleri olmadan her gördüğünüz yapıda veya manzarada maksimum şaşırabilirsiniz.

12.Bizlere başınızdan geçen ve sizde etki bırakan bir seyahat hatıranızı anlatır mısınız?

Tabi. Burada ilk sırayı alan vukuat ile başlayalım. Bizim başımıza geldi kimsenin gelmesin. Paris Yer altı mezarlarında (Paris Katakombu) 4 saat mahsur kaldık. Bir Pazar günü merak edip ziyaret ettiğimiz yer altı mezarlarında 1 km’yi geçen sıra ile karşılaşmıştık. Bu kadar sırayı bekleyip zaman harcamayalım deyip ertesi gün geliriz deyip uzaklaştık.

Ertesi gün geldiğimizde “Bingo” dedik. Hiç sıra yoktu. Önümüzden Fransız bir çift içeri girdi. Bizde açık olan kapılardan içeri girdik. İçeride Fransız çift alt kata inmişlerdi. Bizde etrafa bakıp kimseyi göremeyince aşağı indik. 5 dakika sonra da Amerikalı 2 arkadaş peşimizden geldi. Biz baya bilet almadan 6 kişi yerin altındaki tuz madenlerinde ( sonradan mezarlık yapılmış) koridorlar boyunca yürüdük. 30 dakika boyunca gittikten sonra kilitli kapılar ile karşılaşıp geri döndük.

Giriş kapısına vardığımızda büyük bir sürpriz ile karşılaştık. Kapılar üstümüze kilitlenmişti. Meğerse Pazartesi günleri kapalıymış. Görevliler kapıyı açık bırakıp gitmişler ve biz içeri gittikten sonra kilitlemişlerdi.

4 saat boyunca 2 Amerikalı 3 Türk 3 Fransız aramadığımız polis, elçilik ve görevli bırakmadık. Kapıya gelen turistler açık mı diye kapıya vurduklarında yardım edin çığlığımıza korkup kaçtılar. Sesten korkanlara kağıt yazıp kapı altından uzattık hayaletler deyip kaçtılar. 4 saat boyunca 6 turist çaresiz oturup bekledik.

Korkunç ve ürpertici idi. Ayrıca çokda eğlenceli.

Sürprizler için seyahat edin. Yani düşünmek yapmaktan zor gelmesin.

Sevgiler.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz