Çiçek Çizmeci
Çiçek Çizmeci

Bugün siz değerli okurlarımız için Türkiye’nin tartışmasız en güzel kadınlarından birisi olan Sayın Çiçek Çizmeci hanım efendiyi tanıtmak istiyoruz. Kendisi Televizyon ve Gezi Programı Sunucusu, Gezgin ve bir Youtuber. Türkiye çapında geniş bir hayran kitlesine sahip. Kendisine yönelttiğimiz soruları içtenlik çok güzel bir şekilde cevapladı. Röportajı keyifle okuyacağınıza eminiz.

Instagram : https://www.instagram.com/cicekcizmeci

Youtube : https://www.youtube.com/user/cicekcizmeci

1.Öncelikle Merhaba. Tv Kanalı, Instagram ve Youtuve sayfalarınızda deneyimlerinizi paylaşıyorsunuz. Bize biraz kendinizden bahseder misiniz?

Tabii, Boğaziçi Üniversitesi Suny Siyaset Bilimi bölümünden mezun oldum, daha sonra Habertürk’te bir süre gece haberleri sunmamın ardından TGRT Haber için seyahat programı hazırlamaya başladım. Hatta Motif Vakfı’ndan 2018’de yaptığım Türkiye içi

seyahat programlarımdan ötürü ilk ödülümü de almış oldum. Şimdi ise Blutv ve Youtube’da seyahatlerimi yayınlamaya devam ediyorum.

Seyahat yolculuğum 2 senedir sürüyor, ve hedefim tüm dünyayı keşfetmek.

Çiçek Çizmeci Üsküp
Çiçek Çizmeci Üsküp

2.Bir gezgin olarak Seyahat sizin için ne ifade ediyor? Neden seyahat edip paylaşıyorsunuz? Evde oturmak güzel değil mi?

Seyahat benim için konfor alanımdan çıkmak ve gelişmek,ilerlemek demek. Hep derler ya konfor alanınızın dışına çıktığınızda beklenmedik mucizeler yaşarsınız diye, işte aynen öyle! Bunu kendi deneyimlerimden rahatlıkla söyleyebilirim ki ne zaman kendi sınırlarımı zorlamaya başladım o zaman kendi istediğim hedeflere ulaşmaya başladım. Bu yüzden bahaneleri bir kenara bırakıp yola düşmek ve yeni ufuklara yelken açabilmek için, bu açıdan ilham verebilmek adına sosyal medyada paylaşımlar yapmaya başladım. Seyahatlerden dönüp dinlenmek için bir kaç gün evde kalmak bana yetiyor da artıyor bile! Hayat kesinlikle dışarıda, yolda daha güzel!

Çiçek Çizmeci Trabzon
Çiçek Çizmeci Trabzon

3.Seyahatlerinizi Instagram sayfanızda tanıtıyorsunuz. Sizi takip etmek güzel. Yola çıkmadan önce nasıl bir planlama dahilinde yola çıkıyorsunuz? Yoksa gittiğiniz yere göre akışına bırakmayı sevenlerden misiniz?

Yola çıkmadan önce mutlaka etraflıca gideceğim şehrin tarihini, yemeklerini, yereller arasındaki popüler kafe- restaurantları, müzeleri ve görülmesi gereken yerleri araştırırım. Hatta gitmiş kişilerin videosu varsa mutlaka onları da izler, gideceğim yere iyice hakim olurum. Örneğin geçireceğim bir günü saatlere bölüp, hangi zaman diliminde nereyi göreceğimi mutlaka hesaplarım çünkü hem fotoğraf hem video çektiğim için görüntü almam gerekiyor ve kaybedecek vaktim pek olmuyor. Bu arada eğer kendime 1 fazladan gün vermeyi de seviyorum. O da genelde ya ilk gün keşif için oluyor ya da son gün oluyor. Bu 1 günde elime kamerayı asla almıyorum ve sadece şehrin tadını çıkarıyorum.

Çiçek Çizmeci Seyyah
Çiçek Çizmeci Seyyah

4.Seyahat ekonominizi nasıl karşılıyorsunuz? Her yerde kalırım diyenlerden misiniz yoksa mutlaka yatak olmalı diyenlerden mi?

Seyahatlerimi sponsorlarla karşılıyorum, otel, uçak ve turlarla anlaşıyorum. Gideceğim yerler için bazen gece tren seyahati ayarlarsam trende geçiriyorum geceyi yoksa nerede olursa olsun mutlaka yatak olmalı. İyi dinlenmeden çalışmak ve yaratıcı olmak biraz zor oluyor.

Çiçek Çizmeci Gezgin
Çiçek Çizmeci Gezgin

5.Seyahatleriniz sırasında önceliğiniz var mıdır? Örneğin iki ülke arasında kararsız kalırsanız seçim gücünüzü ne belirliyorsunuz?

Seyahatlerimi belirlerken öncelikli olarak gideceğim ülkenin, şehrin hava durumuna bakıyorum. Eğer baktıklarım arasında her 2 destinasyonun da hava durumu aşağı yukarı aynıysa, o zaman gezeceğim ve çekeceğim yerlerin ne kadar ilgimi çektiğine göre önceliğimi belirliyorum. Hangi ülke beni daha çok heyecanlandırıyorsa onu tercih ediyorum.

Çiçek Çizmeci
Çiçek Çizmeci

6.Özellikle sevdiğiniz/sevmediğiniz bir ülke ya da şehir var mı?

Bana en çok nereyi beğendin diye sorulduğunda son 1 senedir cevabım Filipinler oluyor. Sahiden rüya gibi bir ülke, 7600den fazla adadan oluşuyor ve her bir adasında ayrı bir doğal güzellik var, balinalar, yunuslar ve deniz kaplumbağalarıyla  karşılaşmanız an meselesi olan büyülü bir adalar ülkesi. Gezdiğim ülkeler arasında sevmediğim bir ülke hiç olmadı.

7.Seyahatleriniz sırasında enerjinizi düşüren olaylar oluyor mu?

Olmaz olur mu, dron ilk günden ağaca çarpabiliyor ya da ekipmanlarım bozulabiliyor ki en korktuğum durumlardan biridir çünkü çekim yapmam lazım ama kameram düştüğü için tüm seyahati iphone la çekmek zorunda kaldığım zaman biraz canım sıkılabiliyor. 🙂 Yine de çok şükür diyip elimdekilerle yapabileceğimin en iyisini yapmaya çalışırım ve moralimi hızlıca düzeltmeye gayret ederim.

8.Seyahatlerinizi takipçilerinizle paylaştıktan sonra sosyal medyada olumlu/olumsuz eleştiriler alıyor musunuz? Olumlu eleştiriler sizi teşvik ediyor mu? Ya da tersi olarak olumsuz eleştiri aldığınızda nasıl bir karşılık veriyorsunuz?

Olumlu ve olumsuz eleştiriler her daim var, hiçbiri tek başına olmuyor, biraz yin yang gibi 2sinin varlığı ve uyumu. Olumlular tabii ki beni teşvik ediyor. Yararlı bir bilgi ya da ilham verebildiğim için memnun oluyorum; olumsuz eleştirileri ise hiç önemsemiyorum yani moralimi bozmasına izin vermiyorum. Hatta aksine olumsuza olumlu ve alttan alıcı cevaplar yazıyorum genelde, öyle olunca şaşırtıcıdır ki karşımdakiler de yumuşuyorlar.

9.Pasaport ve vize ücretlerinin seyahat etmenin önünde engel teşkil ettiğini düşünüyor musunuz?

Maalesef pasaport, vize, harç ücretleri çok pahalılandı dolayısıyla evet seyahat etmek giderek zorlaştı. Tur şirketleri bu konuda biraz daha yardımcı olabiliyor ve turların fiyatlarını düşük tutabiliyorlar o yüzden seyahat etmek isteyenler için önerim turlara bakmak olur. Turla gidip sonra gittiğiniz ülkede dilediğiniz gibi ayrı da gezebilirsiniz. Ya da bir diğer opsiyon vizesiz ülkelere gitmek, o da daha ekonomik olacaktır.

10.Seyahatlerinin nihai hedefi nedir? Şu kadar ülkeyi mutlaka gezmeliyim gibi bir hedefin var mı?

Dünyadaki tüm ülkeleri görmek istiyorum sonrasında ise hedef Mars! 🙂 Şaka bir yana tabii ki tüm ülkeleri, kültürleri tanımayı istiyorum ama skor amacıyla değil. Dünyayı daha iyi anlayabilmek, aktarabilmek ve faydalı bir dünya vatandaşı olabilmek amacıyla tüm ülkeleri görüp tanımayı ve izleyenlere aktarmayı istiyorum. Daha çok okuyan mı bilir daha çok gezen mi diye sorarlar ya hep daha çok gezenin ufku gerçekten bir başka oluyor. Özellikle işin içine 5 duyu girdiği için ve hayalin ötesinde gerçek zamanlı olarak başka şehirlerin hayatına dahil olunduğu için insanı çok geliştirdiğini düşünüyorum.

11.Sence seyahat nasıl olmalı? Bir arkadaşla mı, eşle mi, ya da solo mu? Sizin özel bir tercihiniz var mı?

Seyahatin amacına göre değişir. Eğer iş için, çekim için gidiyorsam mutlaka ya bir çalışma arkadaşımla ya da yalnız gitmeliyim. Ama keyfi bir seyahat ise o zaman arkadaş ya da eş olmazsa olmaz tabii ki! Yalnız seyahat etmeye geçen sene daha yeni başladım ve onu da açıkçası sevdim. Kendimle kalmak bana iyi geldi o yüzden illa seyahat etmek istiyor ve bir yere gitmek istiyorsam da kimseyi beklemem giderim.

12.Bizlere başınızdan geçen ve sizde etki bırakan bir seyahat hatıranızı anlatır mısınız?

Dünya’nın en büyük asit gölü olan Endonezya’nın Kawah İjen isimli yanardağına çıkmak üzere sabaha karşı 02:00’de bir arkadaşım ve bir tur rehberiyle yollara düştük. Buraya gelmemizin sebebiyse hem bu gölü görmek hem de yanardağın püskürttüğü mavi alevlere tanımak olmaktı. Yanardağa ulaşmak için yokuş yukarı kmlerce tırmandıktan sonra sülfürün çıkarıldığı bu yanardağın içine girmeden gaz maskelerini taktık, çünkü hava karanlıktı ve inanılmaz bir sülfür, gaz dumanı vardı, ve göz gözü görmüyordu. 2 adım ötemi göremeden yanardağın içine kayalıkların arasından indim ama nefes alamıyorum, etrafımda öksüren insanların sesini duyuyorum ama kimseyi dumandan göremiyorum derken ölüme hiç bu kadar yakın olduğumu hissetmemiştim. Tamam dedim demek buraya kadar, mavi alevi bırakıp dönmek istiyorum ama yolu göremiyorum, rehberimiz bir ara kayboldu derken gün ağarmaya başladı bu arada mavi alevi gördük ama asıl turkuaz renkteki asit gölünü sabah görünce gözlerime inanamadım ve keyfim hızlıca yerine geldi. Tabii bu arada sabah olunca rüzgar yönünü değiştirdiği için sülfür dumanı da ortadan kayboldu ve peri masalı gibi bir göle uyandım. Bu geceyi hiç unutamam, öyle ki her gün o dumanın içinde defalarca sefer yanardağın içinden sülfür çıkarıp onları sırtında şehre indiren işçileri de hiç hatırımdan çıkaramıyorum. Benim bir gece çektiğimi onlar her gece yaşıyor. Dünyada o kadar farklı hayatlar var ki ve onları görmek, biraz olsun empati yapabilmek o kadar kıymetli ki, hiçbir kitaba değişmem.

Bu arada o gecenin sabahında olaylar tabii ki bitmedi, gölde dron uçurmak isterken dronu elimden kaldırmaya çalıştım ve pervanesi elimi kesti, her yer kan revan. Bu arada ben yanardağın içinde fenalaştım. Baya derin bir kesik oldu ve daha seyahat yeni başlıyordu. Bugünün sabahı Bali’ye geçecektik ama yarılan elimden dolayı geri dönmek zorunda mı kalacağım ne olacak derken 2 saatin sonunda okul bahçesine benzeyen bir hastaneye geldik ve sadece yaramı silip beni gönderdiler. Daha sonra açık yaram ve ben kaldığımız yerden seyahatimize devam ettik, hala elimin üzerinde kocaman bir iz vardır, sağ olsun bana hep bu geceyi ve sabahı hatırlatır. 🙂 Bazı insanlar dövmelerle anı biriktiriyor, ben yaralarımla 🙂 şaka, şaka…

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz