Avrupa'da Dijital Detoks Yapabileceğiniz 7 Yer
Avrupa'da Dijital Detoks Yapabileceğiniz 7 Yer

Modern dünyanın en güzel yanlarından biri de hiç kuşkusuz getirdiği gelişmiş iletişim olanakları. Ancak bu artan iletişimin bazı yan etkileri de yok değil. İş yerinde ya da kişisel yaşamımızda artık “hiper bağımlı” olarak yaşıyoruz. Çalışırken, yemek yerken, dinlenirken elimizden akıllı telefonumuz düşmüyor. Günümüzün büyük kısmını ya bilgisayar ekranı başında ya da bu akıllı telefonlarla uğraşırken geçiriyoruz.

Tüm bunları yaparken ne kendimize vakit ayırabiliyor, ne de sevdiklerimizle ilgilenebiliyoruz. Pek çok kişi bu durumun farkında olmasına rağmen bu hayattan vazgeçemiyor. Ama hepimiz, daha “normal” bir hayatın özlemini çekiyoruz.

Birkaç günlüğüne de olsa bağlantılarınızı kesmek, kafanızı dinlemek, sevdiklerinizle hoşça zaman geçirmek istemez misiniz? Dijital dünyaya bu kadar bağlanmışken bu elbette o kadar kolay değil. Ama kendinize bir şans vermek istiyorsanız her zaman çözüm imkanı var.

Her şeye bir an için ara verin ve bugün “dijital detoks” planınızı yapın. Nerelere gitseniz dijital bağımlılıktan kurtulabilir, kendinizi dinlemeye fırsat bulabilirsiniz. Aklınızda mutlaka bir yerler vardır. Ama rotanızı daha rahat oluşturabilmeniz için bu yazıda bazı önerilere yer verdik.

İşte Avrupa’da dijital detoks turu için tercih edebileceğiniz rotalardan birkaçı burada. Çarpıcı manzaralar, spor, gastronomi ve kültürel aktiviteler sizi e-postalarınızın ve sosyal ağların cenderesinden uzaklaştıracak.

Avrupa’da Dijital Detoks Yapabileceğiniz 7 Yer 

Monte Isola, İtalya

Sıkıcı günlük rutinden uzaklaşmak istiyorsanız Monte Isola gerçek bir dijital detoksun yeri.

Monte Isola, Iseo Gölü’nün merkezinde yükselen yeşil bir dağdır. Yılın herhangi bir zamanında çok özeldir ve manzaraları çarpıcıdır. Yaklaşık 450 hektar büyüklüğündeki ada, onu görenlerce “gerçek bir İtalyan incisi” olarak tanımlanır.

Arabalar yasaklandığı adada sakinlerin sadece motosiklet kullanmasına izin verildi. Ziyaretçiler 9,4 km uzunluğundaki adayı keşfetmek için otobüsle seyahat edebilir veya bisiklet kiralayabilir.

Tüm endişelerinizi uzaklaştırın ve dünyanın her yerinden seyahat edenler tarafından Avrupa’nın en romantik yerlerinden biri olarak gösterilen adayı çevreleyen taze, saf göle dalın.

Iseo Gölü’ndeki Monte Isola, İtalya ve Avrupa’nın en büyük göl adasıdır. Sudan yükselen gerçek bir yeşil dağ olan Monte Isola, Peschiera Maraglio ve Sensole (güneydeki “petrolün girişi” anlamına gelen Latin Sinus olis’ten gelen bir kelime), güneyi çevreleyen zeytin ağaçlarıyla zengindir.

Antik dönemde tamamen ormanlık alan Montisola, tepesinde bir pagan tapınağına sahipti. Adada Roma döneminden kalma villaların varlığı kanıtlanmıştır.

5. yüzyılda, Piskopos Bresciano San Vigilio tarafından Hıristiyan laştırıldı. Ortaçağ’da çeşitli lordların yönettiği bölge, Longobardlar tarafından San Salvatore manastırına çevrildi. Daha sonra Cluniac oraya bir manastır yerleştirdi.

Ada, yüksek konumlarında tarım köylerine, daha sonraki bir dönemde ise Iseo Gölü kıyısındaki balıkçı köylerine ev sahipliği yaptı.

  1. yüzyıla doğru, Brescia bölgesinin savunması için Oldofredi ailesi bölgeye bir kale inşa etti. Bu kale şimdilerde özel bir mülktür ve ziyarete açıktır.

2016 yılında ressam Christo’nun “The The Floating Piers” adlı eserine konu olan Monte Isola, feribotlara Sulzano, Sale Marasino, Iseo, Lovere, Sarnico ve Tavernola’dan kalkan bir tarifeli tekne servisi ile gölün kıyılarına bağlanmaktadır.

Adada otomobille dolaşmak mümkün değildir. Ancak dolaşmak için bisiklet kiralayabilirsiniz. Ada sakinleri tüm köyleri birbirine bağlayan belediye otobüslerini kullanarak ulaşım sağlar.

Balıkçılıkla geçinen küçük bir zanaatkar köyü olan Peschiera Maraglio’nun küçük limanına ulaştıktan sonra, dar sokaklardan geçerek San Michele Arcangelo kilisesine ulaşırsınız.

Peschiera ve Siviano arasında, Sensole Körfezi’nin yukarısında, mekanın en karakteristik eserlerinden biri olan Rocca Martinengo, Olofredi d’Iseo tarafından 14. yüzyılda savunma amaçlı inşa edilen eski bir kaledir.

Sensole’un önünde, bir zamanlar manastırın bulunduğu San Paolo Adası’na hayranlıkla bakabilirsiniz. Şimdi ise bölgede Neo-Rönesans tarzında özel bir villa bulunuyor.

Madonna della Ceriola’nın Korunağı, Cure banliyösünün hemen üstünde, adanın hakim dağının tepesinde bulunmaktadır. 1500 yılında inşa edildiği tahmin edilir. Ancak binanın aslı muhtemelen 11. Yüzyıla ait bir şapelin kalıntılarıdır.

Adanın karakteristik lezzeti, güneşte kurutulmuş levrektir. Buraya gelmişken nefis levrek yemeklerinin tadına bakmadan dönmeyin!

Jurmala, Letonya

Doğal kaynaklar bakımından zengin olan bölgede çam ormanları, maden suyu kaynakları, beyaz kum tepeleri ve plajlar bolca bulunur.

Kıyı boyunca yürürken veya bisiklete binerken hışırdayan dalgaları dinleyin, romantik caddelerin tarihi cazibesini hissedin, tesisin eşsiz ahşap mimarisine bakın ve arkadaş canlısı insanlarla tanışın.

Jūrmala’nın SPA ve rehabilitasyon merkezleri popülerdir. Dijital bağımlılıktan kurtulmabilmeniz için gerekli tüm şartları sağlar!

Bay Morberg’in evi, 19. yüzyılın sonunda inşa edilmiştir. Bir zamanlar ünlü Letonyalı mimar ve iş adamı Kristaps Morbergs’e ait olan ev, o zamanın neo-Gotik ahşap mimarisinin bir anıtıdır. Binanın mevcut sahibi ise Letonya Üniversitesi’dir. Morberga’nın muhteşem iç mekanları Gotik, Rönesans ve Art Nouveau tarzlarını kusursuz bir şekilde birleştirir. Yüksek tavanlara, büyük pencerelere, süslü vitraylara, teraslara ve kulelere sahiptir.

Eve geldiğinizde turist turlarına katılabilirsiniz. Daha ilginci, tesisin tümünü veya bir kısmını günlük olarak kiralayabilirsiniz. Konuklar, gerekli tüm olanaklarla donatılmış modern mutfakta yemeklerini hazırlayabilir. TV içeren bir yemek odası da mevcuttur ve kahvaltı yazlık evin ustası tarafından hazırlanır.

Jurmala’da görmeniz gereken bir diğer ev de Aspazijas evidir. Letonya’nın ilk bağımsızlık döneminde burası Letonya’nın en ünlü edebi çifti şair Rainis’in ve karısı feminist yazar Aspazija’nın eviydi. Yaşamının son 10 yılını bu iki katlı ahşap yazlık evde (1933-1943) geçirdi. Bina, 20. yüzyılın başında inşa edilmiş bir ulusal mimari anıttır. Müze, geçen yüzyılın ruhunu ev eşyaları ve iç mekanları ile deneyimlemeye yardımcı olur. Ayrıca etkileyici hologramlara ve eğitici oyunlara sahiptir. Daha da güzeli, giriş ücretsizdir.

Jurmala yalnızca tarihi eserleriyle değil doğal güzellikleriyle de öne çıkar. İki yüz yıllık çam ağaçları ve yaban mersini çalıları, Dzintari orman parkının en büyük hazineleridir. Park, hem aktif hem de dinlendirici eğlence aktivitelerinin hayranları için tasarlanmıştır. Altyapı nesneleri park boyunca eşit bir şekilde yerleştirilmiştir ve zeminden yukarı kaldırılmış ahşap bir tahta yol ile bağlanmıştır.

Park patenciler için mükemmel bir alandır. Bir yaya köprüsü, patenci ve yaya yollarını ayırır. Kros kayağı kış aylarında mevcuttur. Parkın 30 metreden daha yüksek bir platforma sahip olan görüntüleme kulesi, Jūrmala’nın muhteşem manzaralarını sunmaktadır. Park tüm yıl boyunca açık ve ücretsizdir.

Jomas Caddesi, restoranlar, yaz terasları, oteller ve kafelerin bulunduğu Jurmala’nın en eski ve merkezi caddelerinden biridir. Letonya’nın bu ünlü caddesinin adı, kum tepecikleri kumundaki paralel çizgiler anlamına gelir. Bir kilometreden biraz daha uzun bu yaya caddesi, yerli ve yabancı ziyaretçilerin uğrak yerleri arasındadır.

Jomas Sokak Festivali her yıl temmuz ayında gerçekleşir. Konuklar tiyatro oyunları, müzikal performanslar ve çocuklar için özel bir program ile ağırlanır.

Jūrmala’nın öne çıkan özelliklerinden biri Dzintari Konser Salonudur. Edinburgh Konser Salonu olarak da bilinen bu yapının tarihi 19. yüzyılın sonuna kadar uzanır. Bugün büyük salon olarak bilinen açık bir yaz sahnesine ve yakın zamanda yenilenmiş olan küçük iç salona sahiptir. Yaz aylarında büyük salon her gün performanslarla doludur. Burada, zevkinize uygun bir konser veya etkinlik bulabilirsiniz. Jurmala’da bale yıldızları, Guidon Kremer ve Oda Orkestrası Kremerata Baltica, Inese Galante Yaz Festivali, Opera Festivali’nin sayısı etkinliğine katılabilirsiniz.

Bunların arasında Riga Jurmala Müzik Festivali’nin yeri ise ayrıdır. Kuzey Avrupa bölgesindeki en önemli yıllık kültürel etkinlik olması amaçlanmıştır ve büyük ölçekte bu hedefine ulaşmıştır. Günümüzde Riga Jurmala Müzik Festivali, Festival Bayreuth, Lucerne, Verbier ve BBC Proms gibi etkinliklerle birlikte anılıyor.

Letonya’nın gururu maestro Mariss Jansons ve Bavyera Radyo Senfoni Orkestrası; efsanevi Zubin Mehta ve İsrail Filarmoni Orkestrası; Mihail Pletnev ve Rus Ulusal Orkestrası; Gianandrea Noseda ve Londra Senfoni Orkestrası, 2019’daki Riga Jurmala festivalinin yıldızları arasındadır. Eğer bu tür etkinliklerden hoşlanıyorsanız, bu harika fırsatı kaçırmamak için biletlerinizi şimdiden ayırtmalısınız!

Landlust, Avusturya

Landlust, en sevdiğiniz sosyal ağlardan ve e-posta kutularından uzakta vahşi yaşamda detoks yapmak istiyorsanız idealdir.

Yeni bir sesli posta mesajı kaydedin: “Uzaktayım, Landlust’ta harika bir tatil yapıyorum. Eve döndüğümde sizi ararım”. Bundan sonrası size kalmış!

Doğanın içinde “köklü” eski evler, rengarenk bir çiftlik bahçesi, tatlı kokulu bir çiçek çayı, sağladığı gölgede oturmaya davet eden kocaman bir fındık ağacı ve düşüncelerinizle baş başa kalmanıza izin veren tatlı kokulu çiçek çayırları… Tatil hayaliniz rahat ve ferah Landlust evlerinde büyüleyici bir gerçeklik haline gelecektir.

Otuzu aşkın geleneksel kırsal ev sizi günlük yaşamı geride bırakmaya ve güney Steiermark’ta keyifli zaman geçirmeye davet ediyor. Bu çeşitli kültürel peyzajın geniş meyve bahçeleri ve üzüm bağları, huzurlu ve keyifli bir zaman geçirmek isteyenler için gerçek bir cennet vaat ediyor.

İki kişilik küçük Kellerstöckl dairesinden, birkaç tatil ünitesinin bulunduğu büyük çiftlik evine kadar Landlust Grubuna ait tüm evler en az 100 yaşındadır.

Tüm yapılar ekolojik hassasiyetlere göre yeniden inşa edilmiş ve ziyaretçilerin konforuna göre özel olarak tasarlanmıştır.

Özenle restore edilmiş orijinal mobilyalar, bakımlı bahçeler, özel verandalar ve dinlenecek yerler, modernizasyon ile bir araya getirildiğinde, geleneksel binanın orijinal bütünlüğünü bozmadan harika bir rahatlık sağlar.

Her Landlust evi bireysel olsa da, ortak bir gelenek ve misafirperverlik sevgisini yansıtır. Burada, Avusturya’nın kırsal kültürünü iliklerinize kadar hissedebilir, Avrupa’da kısa da olsa bir köy hayatı yaşayabilirsiniz.

Doğanın ortasında yaşamak: Bu Landlust tarafından sunulan özel kalitedir. Çevrede keşfedilecek çok şey var: etkileyici Riegersburg Kalesi gibi… 18 saray ve kale bölgede ziyaretçilerini bekliyor.

Landlust çevresindeki termal kaynakların iyileştirici özellikleri hem vücuda hem de ruha yarar sağlar. Gurmeler için güney Steiermark çok çeşitli mutfak zevkleri sunar. Sayısız vinothèques ve Buschenschank şarap restoranlarında mükemmel beyaz şarapları tadabilirsiniz.

Steiermark kabak çekirdeği yağı, lezzetli çiftlik evi ekmeği, baharatlı Vulcano jambonu ve el yapımı çikolata, yöresel lezzetlerden sadece birkaçıdır.

Bazı Landlust evleri ziyaretçilerine ücretsiz bir GenussCard verir. Bununla birlikte Doğu Steiermark ve Thermenland Steiermark bölgesinde 120’den fazla varış noktasını keşfedebilir, çeşitli eğlence ve spor tesislerini kullanabilir ve bölgesel lezzetleri deneyebilirsiniz.

Landlust turizm merkezlerinden uzakta yaşayan ülkenin özel yanlarını keşfetmek için harika bir fırsattır. Buraya gelerek dijital detoksunuza harika bir başlangıç yapabilirsiniz!

Faial, Azor Adaları – Portekiz

Faial, ailece yapacağınız dijital detoks için mükemmel bir yerdir.

Faial Botanik Bahçesi ve vahşi Caldera’nın, körfezin ve adadaki son volkanik patlamanın manzarasının keyfini çıkarabilirsiniz.

Güne lezzetli bir kahvaltıyla başlayın ve adanın en güzel yerlerinden birinde, mesela Quinta das Bougainvillias’ta siesta yapın.

Dijital detoks tedavinizi bu güzel adada başlattıktan sonra bir sonraki adımı seçerken beklentileriniz çok yüksek olacak!

Azorlar üç ayrı ada grubuna ayrılmıştır: São Miguel, Santa Maria ve Formigas adacıklarından oluşan doğu grubu; Faial, Pico, São Jorge, Terceira ve Graciosa’dan oluşan merkez grup; ve Flores ve Corvo’dan oluşan kuzeybatı grubu.

Başkent São Miguel’deki Ponta Delgada’dır. Dokuz ada, Atlantik ortasındaki 400 kilometreden (650 km) üç gruba uzanan Azorları oluşturur. En doğusu

En yakın karasal kara, Santa Maria’nın 1.400 km doğusunda yer alan Portekiz’deki Cape Roca bölgesidir.

Orta Atlantik Sırtı’nın tepesindeki okyanustan yükselen Azorlar asıl olarak büyük bir dağ silsilesidir. Kararsız jeolojik yapısı sebebiyle geçmişten günümüze çok sayıda deprem ve volkanik patlamaya şahir olmuştur.

Derin kraterler (calderas) ve göller adaların çarpıcı bir özelliğidir.

Sao Miguel’de, popüler bir piknik yeri olan Furnas Gölü’nün kıyısındaki volkanik ısı, yemek pişirmek için yeterlidir. Yani burada piknik için ateş yakmanıza ihtiyaç yoktur!

Bölgede birçok tahıl ürününün yanı sıra ananas ve şarap üzümleri üretilir. Pico Adası’nın bağ kültürü, 2004 yılında UNESCO Dünya Mirası listesine eklenmiştir.

Sao Miguel, Avrupa’da çay yetiştirilen iki yerden biridir. Burada adanın geleneksel çay yapma sürecine tanıklık edebilir, hatta ailenizle birlikte çay toplayabilirsiniz!

Adaların izole yapısı son yıllarda ortadan kaybolmuş iletişim oldukça artmıştır. Her adada bir havaalanı veya uçak pisti bulunur. Başlıca limanlar Angra do Heroísmo (ya da Angra), Ponta Delgada ve Horta’dır.

Azor adalarında ailenizle birlikte sıra dışı ve bir o kadar da eğlenceli bir dijital detoks tatili yapabilirsiniz. Atlantik’in ortasında dijital dünyadan kopmanız çok daha kolay olacaktır!

Nin, Hırvatistan

Nefes kesen deniz ve dağ manzaraları ile Nin, yalnızca Hırvatistan’ın değil, bütün Balkanların en güzel bölgelerinden biridir. Nin’in efsanelerini, tarihini, anıtlarını, güzelliğini ve doğal kaynaklarını mutlaka seveceksiniz!

Nin, Avrupa Mükemmellik Hedefinin ve Avrupa Duvarlı Kasabalar Birliğinin bir parçasıdır. Büyüleyici doğası, konumu, yumuşak iklimi, zarif kültürel mirası, kendine özgü festivalleri ve korunmuş gelenekleri ile sıra dışı bir yerdir.

3000 yılı aşkın bir tarihe sahip olan ve Akdeniz’in en eski şehirlerinden biri olan Nin’in eski şehir merkezi, kalp şeklinde bir adacık üzerinde sığ bir lagünün ortasında yer alır. Birçok medeniyete beşiklik eden şehir günümüzde bir açık hava müzesinden farksızdır.

Tarih öncesi zamanlarda Nin, Adriyatik’te önemli bir liman ve sonrasında bir Roma kasabasıydı.. Buraya Hırvat Beytüllahimi denirdi, çünkü Orta Çağ’da Hırvatların ilk başkenti, en eski Hırvat kraliyet kasabası ve 500 yıl boyunca bir Marian tapınağı olmuştur.

Nin, özellikle dünyanın en küçük katedrali olarak bilinen Aziz Haç Kilisesi ile cezbedici ve büyülüdür. Kilise Stonehenge’i çağrıştırır, çünkü güneş saati ve takvimine sahiptir.

Juda’nın gümüş madalyonunu, Adriyatik’teki en büyük Roma tapınağının kalıntılarını, orijinal eski Hırvat gemisini, Aziz Nikolaos kilisesini taçlandıran Bakire Meryem’in mucizevi heykelini taşıyan Nin her yıl on binlerce ziyaretçiyi kendine çekmeyi başarıyor.

Şehrin merkezine yerleştirilmiş olan Nin Gregory heykelinin ayak başparmağına dokunulursa, bunun iyi şans getireceğine inanılır. Ailenizle birlikte buraya geldiğinizde bu geleneği uygulamayı ihmal etmeyin, kim bilir, Nin’in efsunlu hikayeleri belki de hayatınızı değiştirir!

Yaklaşık yarım asırdır başarılı bir şekilde hizmet veren açık hava kliniği, şifalı çamur tedavileri ile ünlüdür. Buraya gelen kişiler, en az bir hafta kalarak hem çamur terapilerine katılır hem de bölgeyi keşfetme fırsatı bulur. Böyle bir alternatif, dijital detoks fikriniz için de tamamen uygundur.

Mulranny, İrlanda

İrlanda’nın meşhur Mulranny sahillerinde ata binmeye ne dersiniz? Doğanın kalbindeki bir dijital detoks için Mulranny iyi bir seçim olabilir.

Batı İrlanda’daki engebeli Co Mayo kıyısındaki bölge, Vahşi Atlantik Yolu’nda bulunur. Bölge, Sorumlu Turizm için En İyi Hedef, İrlanda En İyi Küçük Turizm Kenti ve Avrupa Mükemmellik Bölgesi gibi ödüllerin sahibidir.

Mulranny, engin Nephin dağ silsilesi ve Bellacragher Körfezi’nin eşsiz deniz manzarası olan Clew Bay ile muhteşem panoramik manzarasını sunmaktadır.

Mulranny’yi ziyaret ederken, yürüyüş, golf, deniz kanosu, mavi bayraklı plajda sörf ve yüzme, kıyı ve deniz olta balıkçılığı, kaliteli yemekler ve mükemmel eğlence tesisleri gibi çok çeşitli aktivitelerin tadını çıkarabilirsiniz.

42km’lik trafiğe kapalı olan ücretsiz bir rota olan Great Western Greenway’de ailece bisiklet sürebilirsiniz. Güzergah, eski Westport’taki Mulranny – Achill demiryolu bağlantısını geçer ve harika bir doğal manzara sunar. Yol boyunca kasabaları ziyaret edebilir, yerel lezzetleri tadabilirsiniz.

The Old Irish Goat Interpretative Centre (Eski İrlanda Keçisi Açıklama Merkezi) ve El Sanatları Mağazasını ziyaret edebilirsiniz. Burada, yerel olarak üretilen muhteşem sanat eserlerini inceleyebilir, geride bıraktığınız sevdikleriniz için özel hediyeler alabilirsiniz. Eski İrlanda Keçilerini canlı olarak görmeniz de mümkün!

Yürüyüş botlarınızı giyip 6 km uzunluğundaki Look Out Hill adlı parkura gitmeniz yeterli. İrlanda’nın en büyük Milli Parkı olan bu bölgede yüzlerce hayvan ve bitki çeşidini görebilirsiniz.

Manzarası ile ünlü Clew Bay’de bölgedeki en iyi kaptanlardan bir tekne kiralayabilir, 15 farklı balık türünün bulunduğu koyda balık tutabilirsiniz.

Mulranny’de spor yapmak için de imkan var. Golf Links’de golf oynayabilir, ayrıca çocuklarınızı golf eğitimlerine kaydedebilirsiniz.

Sosyal sorumluluk projelerine kaynak bulmak için geri dönüştürülmüş malzemelerden güzel şeyler yapan gönüllü bir hanımlar grubu olan Gift of Hands’i ziyaret edebilir, burada hem yerel hem de modern el sanatları ürünlerinden alabilirsiniz.

Etkileyici bir deneyim olan The Atlantic Drive boyunca gezintiye çıkmayı unutmayın! Mulranny’den başlayacak bu rota sizi Currane Yarımadası çevresinde dolaştırır ve Achill Adası’na götürür. Muhteşem bir deniz ve yüksek kayalıklarla çevriki bir sahil şeridinde seyahat edeceksiniz. Clare Adası ve engin Atlantik Okyanusu da dahil olmak üzere toplamda 365 adayı barındıran bölgeden unutamayacağınız bir anıya sahip olacaksınız.

Tüm bunlardan sonra, eğer yorgunluk duyuyorsanız, bölgeye özgü yerel “craik”leri tatmak için merkezdeki kafelere uğrayabilirsiniz. Böylece dijital detoks turunuzu harika lezzetlerle taçlandırmış olursunuz.

Mulranny ayrıca, Westport’a 25, Achill Adası ve Ballycroy Ulusal Parkı’na ise 15 dakika uzaklıktadır. Buraya geldiğinizde çevredeki güzellikleri de keşfetmek için fırsatınız olacak!

Durbuy, Belçika

Durbuy muhtemelen Valonya’daki en güzel yerdir. “Dünyanın en küçük şehri” her şeye sahiptir: iyi restoranlar, doğaya odaklanmış eğlence parkları, spor aktiviteleri, lezzetli yerel ürünler ve otantiklik… Tüm bunlar bir dijital detoks turunda bulunması gereken ana özellikler değil mi?

Durbuy, binlerce yıllık tarih ve sayısız lezzetle doludur. Eski Orta Çağ kasabası sizi Arnavut kaldırımlı sokaklarında dolaşmaya ve yılın herhangi bir zamanında gelerek yürüyüş parkurlarında hoşça vakit geçirmeye davet ediyor.

Golf oynayın, yöresel yemeklerin tadına bakın, tarihi kenti ziyaret edin, “Durbuy Adventure”da eşsiz bir deneyim yaşayın ya da ünlü labirentte yolunuzu bulmaya çalışın.

Durbuy’u ziyaret etmek, dijital dünyadan uzaklaşmak, doğaya yeniden bağlanmak ve kendi içsel yolculuğunuzu başlatmak için harika bir fırsat olacaktır.

Brüksel, Maastricht ve Aachen’den iki, Lille’den ise yalnızca bir saat uzakta, ama binlerce yıllık tarihin kalbindesiniz; her türlü miras ve lezzetle dolu bir kırsal alandasınız!

Toplamda 41 küçük köye sahip olan bölgenin dörtte üçü orman ve çayırlarla kaplıdır. Bu, konaklamanız boyunca sizi sürekli büyüleyecek muhteşem bir renk cümbüşü anlamına geliyor.

Ancak, 170 km işaretli patika boyunca 45 restoran ve çok sayıda piknik alanıyla seçim yapmakta zorlanabilirsiniz. 22 farklı otel arasında seçim yapmak da kolay olmayacaktır! Tüm “zorluklarına” rağmen Durbuy, dijital detoks turunuzun kalbi olacaktır

BİR CEVAP BIRAK

Please enter your comment!
Please enter your name here