Yoldaki Kuş Elif
Yoldaki Kuş Elif

Gezilecekyerler.com sitesi olarak Türk Gezginleri tanıtmaya devam ediyoruz. Bu defa sizlere yollara sevdalı özgür, özgün ve yollara sevdalı bir kuş/gezgin olan Elif hanımı tanıtacağız. 

Elif hanıma sorduğumuz sorulara verdiği yanıtları okuyunca ne kadar samimi ve özgün olduğunu, gezmeyi ne kadar çok sevdiğini göreceksiniz. İyi okumalar efendim. 🙂

Rumuz : Yoldaki Kuş (Elif)

Site adresihttp://yoldakikus.com

Öncelikle Merhaba Elif. Takma adına neden Kuş ismini verdin. Bir kadın nezaketinden mi yoksa özel bir nedeni var mı?

Merhaba. Öncelikle nazik teklifiniz ve bu fırsatı bana verdiğiniz için teşekkür ederim. Ben çok hızlı hareket eden biriyim. İlkokulda öğretmenim, iş yerinde arkadaşlarım bana bu yüzden “çalı kuşu” derlerdi. Sonra ben de kuş olmayı çok sevdim. En özgür gezginlerden biri olan kuşları yoluma hep arkadaş edindim. Böylece, çevreden gelen ısrarlara dayanamayıp bir site kurmaya karar verdiğimde de aklıma “yoldakikus.com” geldi. “Kuş yolda değil gökyüzünde olur, neden yoldaki kuş?” diye bir yorum almıştım. Aslında yola çıkan, yolculuktaki kuş anlamında olsun istemiştim 😊

Elif - Yoldakikuş
Elif – Yoldakikuş

Sitende kendini fazla tanıtmayı sevmediğini belirtmişsin. Halbuki seyyahların önemli bir kesimi kendini fazlaca anlatmayı sever. Sende neden durum böyle değil? Bize biraz kendinden bahseder misin 🙂

Evet. Ben insanları incelemeyi çok severim. Onların hareketleri, kullandıkları kelimeler, giyimleri, dinledikleri müzikler, her biri hayatları hakkında birer fikir verir. Birinin bana kendini tanıtmasındansa, benim onları çözerek keşfetmem daha çok hoşuma gider. Sanıyorum bundan dolayı da kendimi anlatmayı sevmem. Ama deneyeyim. 😊

Doğma büyüme İstanbulluyum. Ama ailem Trabzon kökenli. İki kız kardeşiz.

Seyahat etmek, en eski anılarımda şöyle canlanıyor: Bostancı iskelesinden Ada vapuruna biniyoruz. Kocaman vapur denizi köpürte köpürte hareket ediyor. Köpükleri şaşkınlıkla izlerken soruyorum babaanneme: “Bu köpükler nedir?”. Cevap veriyor: “Kaptan çamaşırlarını yıkıyor.” Vapurun beyaz boyalı parmaklıklarının arkasından, bana bir ömür gibi gelen yol boyunca düşünüyorum, kaptanı ve çamaşırlarını. Sonra büyüyorum ve üniversite ile asıl gezginlik hayatım başlıyor. Pendik’teki evimizden Sarıyer’deki okuluma gitmek üzere hemen hemen her sabah 5’te çıkıyorum. 500T denilen İstanbul’un efsane otobüsüne biniyorum. İçeridekilerin hepsi uyuyor, nefesleri cama buhar yapmış. Anadolu’nun emekçi insanları ile Avrupa’nın gökdelenlerle dolu curcunasına vardığımızda güneş yeni yeni doğuyor. Akşamları dönerken de baştan çıkarıcı, ihtişamlı, ışıklı Avrupayı bırakarak, sessiz, varoş, “bizim” Anadolu’ya geri geliyorum. Böyle böyle, tüm İstanbul’u gezmeye başlıyorum önce. Üniversite bitip, iş hayatına atılınca da ilk işim pasaport almak oluyor ve gerçek Avrupa’dan çıkı veriyorum yola.

Yoldaki Kuş Elif
Yoldaki Kuş Elif

Kendini bir beyaz yakalı olarak görüyor musun? Sence beyaz yakalı olmak seyahatin önünde engel midir?

Ben bir yazılım mühendisiyim. Beyaz yakalı denilen gruba mensubum. Ama kendimi bu şekilde ifade etmek hoşuma gitmiyor. İster beyin, ister kol gücü olsun hepimiz emekçiyiz sonuçta. Seyahat etmek için genellikle hafta sonlarını pazartesi ve Salı ile ya da Perşembe ve Cuma ile birleştirerek zaman ayırmaya çalışıyorum. Onun dışında resmi tatillerin hafta içine denk gelmesi için dua ediyoruz herkes gibi 😊 Ama mesela kendi işimde çalışsaydım, mesela bir cafe sahibi olsaydım, ki B planımdır, işleri bırakıp bu kadar sık sık çıkamazdım herhalde. Bu yüzden, aslında mesleğim biraz da avantaj benim için.

Sitende “Dünya daha büyük, keşfetmeye devam!” diyorsun, var mı peki bir sınırı?

Sağlığım el verdikçe görebildiğim kadar çok yer gezmek istiyorum. İnsanoğlunun günleri zaten sınırlı. Ve bu kısa vakit de ancak biriktirdiğimiz anılar, tanıştığımız güzel insanlar ile anlamlı oluyor. Ben gezip anlatmayı seçtim, kimisi çocuk yetiştirmeyi seçer, kimi insanlara faydalı nesiller yetiştirecek bir okul açar, kimisi en güzel mahsullerini getirir pazarda satar. Yoksa Barış Manço’nun da dediği gibi : boşa geçen ömre yaşam denir mi?

Yollara Sevdalı Bir Kuş
Yollara Sevdalı Bir Kuş

Sitende gezdiğin yerleri ayrıntılı bir şekilde ele alıyorsun. Hatta bazen tam olması gerektiği gibi, yani şartlar neyse aynen yazıyorsun. Neden şehirleri edebi cümlelerle abartıp, yüceltmeyi tercih etmiyorsun?

Gezeceğim yerler hakkında önceden araştırma yaparken şunu fark etmiştim, çoğu sitede çok fazla özel hayatla ilgili detay var. Tamam belki bu da olmalı. Ama ben 3 sayfalık gezi yazısında toplasan 10 satır yararlı bilgi bulabiliyordum. Gerisi biraz boşa vakit kaybı oluyordu. Yoldakikus.com’u açarken bu ikisini de ayırmaya karar verdim. Tam bir “mühendis kafası” ile sade ve sonuç odaklı faydalı bilgileri “gezi notları” kısmında, daha romantik ve öznel anlatımlı yazıları ise “gezi hikayeleri” kısmında topluyorum. Böylece insanlar Cinque Terre gezi notlarını okurken, çok yürüdük ayaklarımız ağırdı ya da güneş o kadar sıcaktı ki başımıza güneş geçti gibi şeyler görmüyor.

Seyahatlerin sırasında önceliğin var mıdır? Örneğin iki ülke arasında kararsız kalsan seçim gücünü ne belirliyor?

Aslında ben hep nokta atışı yaparım. Ama oldu ki seçim yapmam gerek, karar veremiyorum; partnerime danışırım tabi.

Seyahatlerine çıkmadan önce kılı kırk yaran bir plan yapıyor musun, yoksa akışına bırakmayı sevenlerden misin?

Hayır, spontane gelişen her şey bana daha çok heyecan verir ve bence ayrı bir tadı var. Genel hatları ile bilgi sahibi olduktan sonra akışına bırakırım. Sadece Kuzey Kutbu’na yakın olan Svalbard’a giderken tam olarak kılı kırk yarmış olabilirim. O da, tamamen gece olan bir yere ilk defa gidecek olmamdan olabilir, mazur görülsün 😊

Özellikle sevdiğiniz/sevmediğiniz bir ülke ya da şehir var mı?

Sevmemek değil de, Fransa beni biraz zorlamıştı. İngilizce iletişim kurmamakta ısrarcılardı genel olarak. Ben de Fransızca bilmiyorum. Biraz sinir olmuştum.

Sevdiğim konusunda, her ne kadar kuzeyi ve soğuğu sevsem de, alışkın olduğum Akdeniz sıcaklıkları ve ortak mutfaklarımız nedeni ile Yunanistan ve İtalya diyebilirim.

Sosyal medya ya da sitenizde paylaştığınız yazılarda kullanıcılardan dönüş olarak eleştiri babında yorumlar alıyor musunuz hiç? Tepkiniz nasıl oluyor? Çünkü bazı gezginler olumsuz bir yoruma karşı oldukça kırıcı cevaplar yaza bilmekteler.

Henüz almadım 😊 Ama elbette yazdıklarımı herkes beğenmek zorunda değil. Saygı çerçevesinde isteyen istediği yorumu yapabilir.

Pasaport ve Vize ücretlerinin seyahat etmenin önünde engel teşkil ettiğini düşünüyor musunuz?

Evet, tabi. Hem maddi hem manevi külfeti çok vize işlerinin. Ben Schengen konusunda ilk aldığımdan beri şanslıydım. Verdikleri süre hep arttı. Sonra çok kolay olduğunu duyduğum Amerika vizesini deneyeyim dedim. Her başvuran şak diye 10 yılı kapıyordu. Fakat çalışma deneyimlerim, İngilizcem ve diğer niteliklerime rağmen nedense başvurum “askıya” alındı. Konsolosluktan ağlayarak çıkmıştım 😊 Ya çıkmazsa, verdiğim paraya mı yanayım seyahat planlarıma mı bilemezken, neyse 3 ay sonra olumlu yanıt geldi. Bu vize işleri hiç anlayamadım işler. Bakalım sırada Rusya ve İngiltere var. Korkmuyor değilim. 😊

Gezilerinizin nihai hedefi nedir? Şu kadar ülkeyi mutlaka gezmeliyim gibi bir hedefiniz var mı?

Hayır. Asla yeterli olmayacaktır. Çünkü 27 yıldır İstanbul’un bile her yerini tam olarak biliyorum diyemem. Seyahatlerin sayısı değil, bana kattıkları önemli olan.

Gezilerinizde solomu takılırsınız yoksa sevdiğiniz bir arkadaş/eş ile birlikte mi yola çıkarsınız?

Ben yalnızken, dışarıda aç kalsam yemek yemem 😊 Maalesef böyle bir huyum var. Bir arkadaşım tek başına uzun uzun seyahatlere gidiyor, bayağı saygı duyuyorum kendisine. Çünkü dediğim gibi ben solo yemek bile yiyemem. Gezilerimi eşimle ya da arkadaşlarımla yapıyoruz.

Çok klişe olacak ama bu değirmenin suyu nereden geliyor. Çalışıyor olmak Seyehat masraflarını karşılıyor mu? Yoksa bir sponsorun var mı?

Biz eşimle sade diyebileceğiniz bir hayat yaşamayı tercih ettik. Oturduğumuz evi, içerisindeki eşyaları, genel olarak İstanbul’daki hayatımızı olabildiğince mütevazi tutup, gezmeye bütçe ayırmaya çalışıyoruz. Otelleri, biletleri önceden alıyoruz. Bu şekilde planlama yapınca, aslında gezmek çok da lüks değil.

Son olarak bizlere başından geçen ve sende etki birakan bir Seyehat hatıran oldu mu? Çok sevdiğin ya da çok korktuğun bir anını bizler için paylaşır mısın?

Seyahat anılarım benim için çok kıymetli. Daha önce de söylediğim gibi bunları yoldakikus.com’da “gezi hikayeleri” bölümünde paylaşmaya çalışıyorum. Genelde her gittiğimiz yerde bir yaşlı ve çocukla iletişimim olur. En son gittiğimiz Svalbard’da da Elin adında bir hanımefendi ile tanışmıştım. Kendisi biz karanlıkta fotoğraf çekmeye uğraşırken yanımıza gelip yardımcı olmuştu ve devamında bizi arabası ile Kuzey Işıkları’nı yakalamaya davet etmişti. O kadar çok mutlu olmuştum ki. Minicik ve eski arabası ile kapkaranlık dağların arasından geçişimizi, onun sıcacık anlatışını, gökyüzündeki yıldızları ve dans eden kuzey ışıklarını hep gülümseyerek hatırlayacağım. Bana üzerinde mail adresi ve numarası yazan kartını da vermişti.

Dünyanın en tepesinde böyle iç eriten bir dostluk kurmak insana ister istemez, daha çok yer gezip daha çok insan biriktirme şevki veriyor. O yüzden keşfetmeye devam 😊

BİR CEVAP BIRAK

Please enter your comment!
Please enter your name here