- Sizi tanıyabilir miyiz?
İki fotoğraf tutkunu gezgindik, bir fotoğraf gezisinde eşim Aytaç ile karşılaştım ve 2011 yılında hayatlarımızı birleştirdik.
Uzun süren tüp bebek tedavisinin ardından 4 Ekim 2016 yılında ikiz çocuklarımızı elimize alıp, bebeklerimiz daha 40 günlükken seyahatlerimize kaldığımız yerden devam ettik.
2- Gezilerinizden bahseder misiniz?
2011 de fotoğraf içerikli gezilerle başladığımız seyahatlerimizi 2016 yılından itibaren, gördüğümüz yerleri paylaşmak, gitmek isteyen herkese rota olmak, en ekonomik, eğlenceli ve güzel nereye gidilir, nerede kalınır, gibi deneyimlerimizi blog sitemiz seyyahiz.biz adresinden yazıyor, bir yandan da çocuklu ailelere kılavuzluk etmeye çalışıyoruz.
‘’Bizim gezi mantığımız’’
Yeni yerler keşfederken eşimle kafamız hep aynıdır. Lüx bir otele üç beş gün için beş bin, on bin lira vermek yerine, bu bütçeyi ekonomik yerlerde haftalara bölüyoruz. Bu sayede daha çok eğleniyor ve daha çok yer keşfediyoruz.
Küçücük detaylardan çok büyük mutluluklar çıkartıp, bunu çocuklarımıza da aşılıyoruz.
3- Gezileriniz de konaklama da nereleri tercih ediyorsunuz?
Otelde çok nadir kalıyoruz. Çoğunlukla karavanımız ile çıktığımız için konaklama sıkıntısı yaşamıyoruz.
Bir sabah gözlerimizi açtığımızda denize sıfır dalga seslerinde uyanıyoruz
Bir sabah ormanda kuş seslerinde uyanıp dağ evimiz oluyor
Bazen yaylalara çıkıyoruz.
Bazen bir köy içinde
Bazen de kurbağa seslerinde dere kenarında sakin sessiz bir kuytu köşede
Konaklama çeşitlerimiz yere ve mekâna göre çok değişkenlik gösteriyor.
- Karavan ile seyahat zor mu?
Her şeyden önce bizim için Karavan bir hayat biçimi, bir yaşam yolculuğudur. Karavana atlayıp köşe bucak gezmek bizim hayat felsefemiz oldu.
Biz nereye evimiz yurdumuz da oraya, özgür olmaya…. Aslında Karavan da özgürlüğün ikinci adı değil midir?
Kısaca şöyle düşünürsek….
– Küçücük bir evimiz var, ama bizimle her yere geliyor.
- Dilediğiniz her yerde kamp yapıp kimselerin görmediği, uğramadığı bakir güzellikleri keşfedebiliyorsunuz.
- Hayatı dileğiniz kadar yavaşlatıp günlerce kamp yapabilme özgürlüğün tadını çıkabiliyorsunuz.
- Sevdiğiniz seyahat türü var mı?
Kamp yapabileceğimiz her yer bizim için uygundur. Bu yaşam tarzını çocuklarımıza da aşıladık. Ağırlıklı olarak karavanımızla gidebileceğimiz yerleri tercih ediyoruz.
- Çocukla seyahat zor mu?
Tabiki HAYIR!
Aksine çok daha zevkli oluyor. Çocukları şehrin kalabalığına, kirli havasına hapsetmek yerine, doğaya, toprağa, çimlere ayaklarını bastırmalıyız ki çocuklarımız daha sağlıklı ve mutlu olsunlar.
Çocuklarımıza bir çocuk gibi değil, onlara bir yetişkin gibi davranırsak, dünyanın bir ucuna dahi gitseniz, seyahatleriniz her daim güzel geçecektir.
İnsanlar ayna gibidir, siz çocuğunuza ne verirseniz onu alırsınız. Şehrin kalabalığı ve gürültüsünden uzaklaşınca daha çok uyumları artıyor.
- Çocuklarınızla gezdiğiniz en çok etkilendiğiniz yer neresi oldu?
Eskişehir, Barbaros Köyü, Kuşadası, Salda Gölü, Sığacık,
- Bundan sonra ki hedefleriniz neresi?
Şu an için Önce Türkiye’yi ardından yurt dışını hedefliyoruz.
